• Search

    Babi Yar: Cesetlerin Topraktan Çıkarılması

    Bu yayın şu dillerde de okunabilir: English Français Español العربية فارسی Русский

    Naziler, cesetleri çıkarıp yakarak Babi Yar katliamının kanıtlarını yok etmeye çalıştı mı?

    Holokost inkârcılarının iddiası:

    Babi Yar katliamının kalıntılarını topraktan çıkarıp yakan sadece bir kişi hayattadır. İtalyan Holokost inkârcısı Carlo Mattogno hayatta kalan bu tek kişinin Vladimir K. Davidov (Davydov) olduğunu söylemektedir: Davydov "görünüşe göre, Babi Yar cesetlerinin yakılmasına katıldığını iddia eden tek görgü tanığıdır." Mattogno'ya ve diğer Holokost inkârcılarına göre, sağ kalan bu kişi "kesinlikle güvenilmezdir." Bu nedenle böyle bir olay yaşanmamıştır.[1]

    Gerçekler şunlardır:

    İnkârcıların Babi Yar'la ilgili iddia ettiklerinin aksine, cesetleri çıkarıp yakma işleminin hayatta kalan sadece bir tanığı yoktur. Yedi kişi daha hayatta kalmıştır. Tamamının farklı kaynaklarda ve farklı zamanlarda verdiği ifadeler birbirlerini desteklemektedir. Dahası, bu topraktan çıkarıp yakma işlemini idare eden Nazi failler, böyle bir olayın gerçekleştiğine şahitlik etmiştir.

    Kiev'de işlenen Nazi suçlarının kanıtlarının yok edilmesi girişimine dair gerçekler şunlardır:

    Almanlar Ukrayna'nın başkenti Kiev'den geri çekilmeden önce yaptıkları zulmün kanıtlarını gizlemeye çalıştı. Daha iki yıl önce Babi Yar'da diğer Alman birlikleriyle beraber 33.771 Yahudi'yi katleden Sonderkommando 4a'nın başında Paul Blöbel bulunuyordu. Cesetleri topraktan çıkarıp kanıtları yok etme görevine Blöbel atanmıştı. Görevi hızlandırmak için, vadinin yakınındaki Syrets toplama kampından getirilen 300 mahkum kullanılarak 'Sonderaktion 1005' adlı özel bir çalışma grubu oluşturuldu. Bu mahkumlar 1943 Ağustos'undan Eylül'üne kadar birbirlerine zincirlenmiş halde cesetleri topraktan çıkarıp yakmaya zorlandı. Ölüleri yakmak için rayların üzerine yağlanmış odunlar yığıldı. Her bir odun yığınında 2500 ila 3000 ceset yakıldı. Küllerde altın diş arama görevi de verilmişti. Kalan kemikler ufalandı ve küller çevreye dağıtıldı veya kumlarla karıştırıldı. Daha sonra karışım vadiye geri götürüldü.

    Bu işlemin sadece bir tanığı mı vardı?

    Mattogno'nun, cesetleri topraktan çıkarıp yakma işleminin tek bir tanığı olduğu iddiası yanlıştır. Topraktan çıkarma çalışma grubunun ('Sonderaktion 1005') mensupları işleri tamamlanınca Nazilerin onları da infaz edeceğini düşünmüştü. Bu yüzden 29 Eylül 1943 günü toplu halde firar ettiler. Sonderkommando'da çalışan 300'ün üzerinde kişiden bazıları hayatta kaldı. Hayatta kalanlardan birkaçı yıllar boyunca ayrıntılı ifadeler verdiler veya yayınladılar. Bu kişiler; Vladimir Davydov, Jakov Steyuk, Vadislav Kuklia, Jakov Kaper, David Budnik, Ziama Trubakov, Seymen Berlyant, Leonid Ostrowsky, Yosif Doliner ve Isaac Brodsky'ydi.[2] Anlattıkları öyküler önemliydi ve birbirlerini destekliyordu.

    David Budnik, Syrets çalışma kampındaki Sonderkommando için seçildiğini ve seçilen mahkumların ayaklarının çalışsınlar ama kaçmasınlar diye birbirlerine zincirlendiğini hatırlıyor.Budnik, bölgenin kamufle edilmesi için perdeler çekildiğini ve bölgeye girişin yasaklandığını da hatırlıyor. Geceleri vadi duvarlarındaki sığınaklara kapatılıp kilitleniyorlardı. Onları, tüm bölgedeki normal muhafızlara ek olarak 18 SS subayı koruyordu. Her sabah çalışmaya gidiyorlardı. Şöyle diyor: "Ceset dolu çukurları kazmamız, mücevher aramamız, altın diş dolgularını çıkarmamız ve cesetleri kendi yaptığımız fırınlarda yakmamız gerekiyordu. Her biri farklı işlerde uzmanlaşmış bölüklere ayrılmıştık. Ben cesetleri çıkarmak için kanca kullanıyordum. . . Toprak ve cesetler iki yıldan sonra iyice sıkışıp sertleşmişti ve çalışmayı adeta imkansız hale getiriyordu. . . Kazmanın yanı sıra, ekibin fırın yapmasına da yardım ettik. Bunun için, civardaki Yahudi mezarlığından mezar taşları ve demir çitler getirildi. Bu mezar taşları, satranç tahtası gibi, 10 metre uzunlukta ve 10 metre genişlikte [33 feet'e 33 feet] yere yatırıldı. Üzerlerine de raylar ve çitler yatırıldı. Ardından, iki sıra kütük bir kat ceset, sonra daha çok kütük daha çok ceset olacak şekilde dizildi. Bütün bu yığınlar, üzerine yağ dökülüp yakıldı. Fırınlar hep farklı ebatlardaydı ama yükseklikleri bir metreden az değildi. Cesetleri başları dışarıda olacak şekilde fırınlara soktuk. Geriye kalan kemikler demir çekiçlerle parçalanarak altın ve mücevherleri ayırmak için özel eleklerden geçirildi. Küller daha sonra toprakla karıştırıldı. . . Her gün 12-15 saat çalışırdık. Almanlar bizi acele ettirirdi. Kurulan ve her birinde iki binden fazla insan yakılan 60 fırından Babi Yar'ın üzerine kara duman yükselirdi."[3]

    Sağ kalan diğer kişi Yakov Kaper şunu ekledi: "Kamuflaj örtüsünün ardına geçer geçmez, ömrümün son gününe kadar aklımdan çıkmayacak o manzarayı gördüm." Zincire vurularak vadiye indirildi. Fırınların yapısını ve yakma işlemini anlatıyor. O da özel bir aletle cesetleri mezardan çıkarma işine atanmış: Ucunda sivri bir kanca bulunan "50-60 cm uzunluğunda [20 inç'e 24 inç] özel bir çubuk. Kancayı çenenin altına takarak cesetlerin nasıl çıkarılacağını gösterdiler bize." Her şey büyük bir gizlilik içinde yapılmıştı. "Yemek veya cesetleri yakmak için gereken kütük ya da yağ gibi bir şey getirdikleri zaman, belli bir noktada duruyorlardı ve kimsenin o noktadan ileri geçmesine izin verilmiyordu." "Babi Yar sabahtan akşama kadar koyu, kara bir dumanla kaplı olduğu ve yanık et koktuğu için" o durumda bile vadinin yakınında yaşayanları neler olduğunu tahmin ediyor olmalıydı. Kaper şöyle hatırlıyor: "Her gün robotlar gibi çalışıyorduk. Acele ettiriliyorduk, dayak yiyorduk, kan revan içinde kalıyorduk." Mahkumlar en ufak bir ihmalde vuruluyor ve cesetleri yakma yığınlarına atılıyordu. Cephe yaklaştıkça patlama seslerini duyabiliyorlardı: "Bir gün daha hayatta kalmak için elimizden geleni yapıyorduk."[4]

    Alman-Faşist İstilacıların Kiev Şehrinde Yaptığı Yıkım ve Mezalim (1941-1944) Hakkındaki Olağanüstü Hal Komisyonu Raporu nda [1987 yılında yayınlandı] görülenler gibi başka ifadeler de, aynı olayları ve koşulları nakletmektedir: Zincirler, Yahudi mezarlığından granit mezar taşlarının ve demir kapıların getirilmesi, fırınların inşası, kütük ve yağ kullanılması, cesetlerin ve kütüklerin üst üste koyulması, her yığının kapasitesi (2500 ila 3000 ceset), mücevherleri, yüzükleri ve altın dişleri toplayan ekipler, kemiklerin parçalanması, küllerin vadideki kumlara serpilmesi ve vakit azalınca cesetleri çıkarmak için bir dozer kullanılması.[8]

    Ayrıca, kanıtların yok edilmesine katılan önemli bir görgü tanığının da ifadeleri vardır; daha önce bahsedilen Paul Blöbel. 18 Temmuz 1947 günü Blöbel, Uluslararası Nuremberg Mahkemeleri'nde yeminli ifade verdi: "Bana, Doğu'da Einsatzgruppen tarafından gerçekleştirilen infazların izini silme görevi tevdi edilmişti. . . Emir çok gizliydi. . . 1943 yılı Ağustos ayında yaptığım ziyaret esnasında, Kiev yakınlarındaki bir toplu mezarda cesetlerin yakıldığını gözlemledim. Bu mezar 44 metre uzunluğunda, 3 metre genişliğinde, 2 buçuk metre derinliğindeydi [145 feet uzunluğunda, 10 feet genişliğinde ve 8 feet derinliğinde] . . . Doğu cephesinin ilerlemesi nedeniyle, daha güneydeki ve doğudaki toplu mezarları yok etmek mümkün değildi. . . Bana verilen emirlerin tamamıyla gerçekleştiremedim. . ."[9]

    Syrets concentration camp (also: Syretskij concentration camp), a Nazi German concentration camp erected in 1942 in a Kiev's western neighborhood of Syrets. Barbed wire fence. By World War II unknown photographer (Babi Yar, Berdichev Revival) [Public domain or Public domain], via Wikimedia Commons.
    Syrets toplama kampı (Syretskij toplama kampı olarak da bilinir), 1942 yılında Kiev'deki Syrets'in batı mahallesine kurulan Nazi Alman toplama kampı. Dikenli tel örgü. II Dünya Savaşı'nde kimliği bilinmeyen bir fotoğrafçı tarafından çekildi. (Babi Yar, Berdichev Revival) [Genel kullanıma açık], Wikimedia Commons aracılığıyla

    Sonuç:

    Holokost inkârcılarının iddialarının aksine, Babi Yar'da yaşadıklarını paylaşmak için birden çok görgü tanığı ortaya çıkmıştır. Örneğin Vladimir Davydov, Mattogno'nun iddia ettiği gibi, ne "tek" görgü tanığıdır ne de ifadesi "kesinlikle güvenilmezdir". Davydov'un ifadesi, cesetleri çıkarma birliğinden sağ kalan diğer on kişinin ifadelerince desteklenmektedir: Vladimir Davydov, Jakov Steyuk, Vadislav Kuklia, Jakov Kaper, David Budnik, Ziama Trubakov, Seymen Berlyant, Leonid Ostrowsky, Yosif Doliner ve Isaac Brodsky. Onların ifadeleri de, faillerin ifadelerince desteklenmektedir. Bu faillerin en dikkat çekeni, Babi Yar'daki cesetleri çıkarıp yakma işlemini düzenleyen özel birliğin başındaki Paul Blöbel'dir.

    NOTLAR

    [1] Carlo Mattogno ve Jürgen Graf, Treblinka: İmha Kampı mı, Geçici Kamp mı? (Theses & Dissertations Press, 2004), s. 221 http://vho.org/dl/ENG/t.pdf.

    [2] Bu liste üç kaynaktan derlenmiştir: A. Anatoli Kuznetsov Babi Yar (Farrar, Straus ve Giroux, 1970; Ziama Trubakov Babi Yar Bilmecesi ve Alman-Faşist İstilacıların Kiev Şehrinde Yaptığı Yıkım ve Mezalim Hakkındaki Olağanüstü Hal Komisyonu Raporu http://forum.axishistory.com/viewtopic.php?t=42076. Bu kaynaklar, bu isimleri faklı şekillerde kullanmaktadır; örneğin, Davidov/Davydov ve Beryland/Berylant/Berland.

    [3] David Budnik, "Şanslı Yıldızın Altında," Erhard Roy Wiehn, Yahudilerin Kiev'deki Akıbeti 1941-1943 (Bölüm 5) http://www.ess.uwe.ac.uk/genocide/budnik05.htm.

    [4] Yakov Kaper, "Dikenli Yol," Erhard Roy Wiehn, Yahudilerin Kiev'deki Akıbeti 1941-1943 (Bölüm 7) http://www.ess.uwe.ac.uk/genocide/kaper06.htm. Kaper iki kat "şanslıydı." Cesetlerin çıkarılıp yakılmasından sonra Sonderkommando'dan firar edip sağ kurtulmakla kalmadı, tam iki yıl önce Yahudilerin Babi Yar'da katledilmesinden de sağ kurtulmuştu. Kamyonda atlayıp kaçtığı sırada, infaz alanına götürülüyordu.

    [5] A. Anatoli (Kuznetsov), Babi Yar: Roman Formunda bir Belge, çeviren David Floyd (Farrar, Straus ve Giroux, 1970), s. 370-389. Kuznetsov'un kitabı Sovyet rejimi altında yazıldı. Kitap "roman" denilmesi sayesinde basılabildi ama o halde bile oldukça sansüre uğradı. Kitap 1970 yılı itibarıyla batıda sansürsüz olarak basıldı.

    [6] "Bu yüzden revizyonizm değil, inkârdır. Bölüm VI: İnkârcılar ve Babi Yar Katliamı(4)"http://holocaustcontroversies.blogspot.com/2006/08/thats-why-it-is-denial-not-revisionism_06.html.

    [7] Zakhar (Ziama) Trubakov'un sözlü tarihi http://collections.ushmm.org/search/catalog/irn502882adresinde bulunmaktadır. Trubakov's anlattıkları Ziama Trubakov'un Babi Yar Bilmecesi: 1941-43'te Kiev'de Yapılan Toplu Katliamdan Kurtulan Birinin Yazdığı Gerçek Hikaye kitabından da okunabilir (çeviren, düzenleyen ve genişleten Reyzl Yitkin). Kitap artık, katliama veya suç delillerinin silinmesi girişimine şahit olmuş çok sayıda başka tanığın ifadeleri ve şahitliklerini de içermektedir. Babi Yar Bilmecesi Kindle'da bulunabilir.

    [8] Sovyet raporunun tamamını http://forum.axishistory.com/viewtopic.php?t=42076 adresinde okuyabilirsiniz.

    [9] Yitzhak Arad, Israel Gutman ve Abraham Margaliot (editörler), Holokost'un Belgeleri: Almanya, Avusturya, Polonya ve Sovyetler Birliği Yahudilerinin Katledilmesiyle İlgili Seçilmiş Kaynaklar (Sekizinci Baskı) (Nebraska Üniversitesi Yayınları ve Yad Vashem, 1999), "Einsatzgruppen tarafından Öldürülen Yahudilere Ait Cesetlerin Yakılması ve Cesetlerin İzlerinin Silinmesiyle İlgili Blobel'in Sunduğu Kanıt, Yeminli İfade," NO-3947, s. 471-473.